Feline enfeksiyöz peritonit (FIP), kedi koronavirüsü adı verilen bir virüsün belirli alttürlerinin neden olduğu, kedilerin viral bir hastalığıdır. Kedi koronavirüsünün çoğu alttürü mide bağırsak sisteminde bulunur ve önemli bir hastalığa neden olmaz. Bu alttürlere kedi enterik koronavirüsü (FeCV) denir.
FeCV ile enfekte kediler genellikle ilk viral enfeksiyon sırasında herhangi bir semptom göstermezler, ancak bazen kısa süreli ishal nöbetleri veya kendiliğinden düzeldikleri hafif üst solunum yolu belirtileri yaşayabilirler.
FeCV ile enfekte kediler genellikle enfeksiyondan sonraki 7-10 gün içinde virüse karşı antikorların üretildiği bir bağışıklık tepkisi oluşturur. FeCV ile enfekte olmuş kedilerin yaklaşık yüzde 10’unda, virüsün bir veya daha fazla mutasyonu hastalığın biyolojik davranışını değiştirerek beyaz kan hücrelerinin virüsle enfekte olmasına ve virüsle enfekte beyaz kan hücrelerinin vücutta seyahat ederek virüsü vücuda yaymasına neden olabilir. Bu meydana geldiğinde, virüs FIPV olarak adlandırılır. FIPV’ye karşı yoğun bir yangısal reaksiyon gelişir, bu reaksiyon, sıklıkla karın, böbrek veya beyinde enfekte hücrelerin bulunduğu dokulardaki damarların çevresinde meydana gelir. FIP’nin gelişiminden sorumlu olan, vücudun kendi bağışıklık sistemi ile virüs arasındaki bu etkileşimdir. Bir kedi FIP geliştirdiğinde, hastalık genellikle ilerleyicidir ve yakın zamanda kullanıma sunulan, ancak Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından kedilerde FIP tedavisi için henüz onaylanmamış olan tedavi (GS) olmaksızın neredeyse her zaman ölümcüldür. Bildiğimiz kadarıyla, koronavirüsler enfekte kedilerden insanlara geçemez.
KEDİM FİP İÇİN RİSK ALTINDA MI?
FeCV taşıyan herhangi bir kedi potansiyel olarak FIP geliştirme riski altındadır, ancak daha genç kedilerde FIP gelişme riski daha yüksektir, teşhis edilen vakaların yaklaşık %70’ini bir-bir buçuk yaşından küçük kediler oluşturur ve vakaların %50’si yedi aydan küçük kedilerde görülmüştür. FeCV’nin en yaygın bulaşma biçiminin,virüsle enfekte olmuş annelerin virüsü yavrularına geçirdiği zaman, genellikle yavru kediler beş ila sekiz haftalıkken meydana geldiğine inanılmaktadır. Yüksek kedi popülasyonlu tesislerde (yani barınaklar) barındırılan kediler, safkan kediler, erkek kediler ve yaşlı kediler FIP gelişimine daha duyarlı görünmektedir.
FİP SEMPTOMLARI NELERDİR?
FeCV’ye maruz kalan kediler genellikle belirgin bir semptom göstermezler. Bazı kediler hapşırma, gözlerde sulanma ve burun akıntısı gibi hafif üst solunum yolu semptomları gösterirken, diğerleri ishal gibi hafif sindirim sistemi belirtileri yaşayabilir. Çoğu durumda, bu hafif belirtiler kendi kendini sınırlar. FeCV’ye maruz kalan kedilerin yalnızca küçük bir yüzdesi FIP geliştirir ve bu durum FeCV’ye ilk maruz kaldıktan haftalar, aylar ve hatta yıllar sonra ortaya çıkabilir.
FIP’in iki ana formu vardır; “ıslak” form ve “kuru” form. Hastalık hangi formda gelişirse gelişsin, FIPV ile enfekte kedilerde ilk önce iştahsızlık, kilo kaybı, depresyon ve ateş gibi spesifik olmayan hastalık belirtileri gözlenir. FIP’nin ıslak formunun vakalarının, kuru forma veya tam tersi şekilde dönüşebileceğini unutmamak gerekir.
Genel olarak konuşursak, yukarıda sıralanan spesifik olmayan belirtilerin yanı sıra nöbetler ve ataksi (anormal veya koordine olmayan hareketler) gibi sinirsel belirtileri de içerebilen kuru formun belirtileri, ıslak formunkinden daha yavaş gelişir.
FIP’nin ıslak formunun belirtileri nispeten daha hızlı gelişir ve yukarıda belirtilen spesifik olmayan belirtilere karın ve göğüs boşluğu dahil olmak üzere vücut boşluklarında sıvı birikimi eklenir. Etkilenen kediler, karınlarında sıvı birikmesi nedeniyle göbekli bir görünümleri olur ve sıvı birikimi aşırı ise nefes almaları zorlaşır.
FİP’in tedavisi var mıdır?
Yakın zamana kadar, FIP tedavi edilemez bir hastalık olarak kabul ediliyordu. FIP’i tedavi etmek için kullanılan antiviral ilaçların uzun vadeli etkinliği konusunda hala bazı belirsizlikler olsa da (FIP’in kuru formunun tedavisindeki etkinliğiyle ilgili), çalışmalar doğal olarak oluşan FIPin, şu anda GS-441524 olarak anılan bir ilacın, FIP’nin ıslak formu için etkili bir tedavi seçeneği olduğunu kanıtlayabilir nitelikte. Bununla birlikte, bu ilaç şu anda FDA onaylı değil. Satılan ürünlerin bazıları saflık açısından büyük ölçüde farklılık gösteriyor. GS-441524 ile tedaviyi düşünüyorsanız, riskleri, faydaları ve içeriğinin güvenliği için veterinerinize danışmalısınız.
Vet.Hek. Zülal Yalçınkaya
Biome Veteriner Polikliniği
KAYNAKLAR
• American Association of Feline Practitioners and the Cornell Feline Health Center, Cornell
University, College of Veterinary Medicine, Ithaca, New York 14853-6401
• Veterinary Diagnostics Services Laboratory, Department of Veterinary Pathology, University of
Glasgow, Bearsden Road, Glasgow G61 1QH, Scotland. Tel: + 44 141 330 5777; Fax: + 44 141
330 5748; Website: www.gla.ac.uk/schools/vet/cad
• Harvey C J, Lopez J W, Hendrick J M (1996) An uncommon intestinal manifestation of feline
infectious peritonitis: 26 cases (1986-1993). JAVMA 209 (6), 1117-1120 PubMed.
• Delaplace, M.; Huet, H.; Gambino, A.; Le Poder, S. Feline Coronavirus Antivirals: A Review.
Pathogens 2021, 10, 1150. https://doi.org/10.3390/pathogens10091150